Sosyal medya platformları, COVID-19 ile ilgili haberlerin yayılmasında çok önemli bir rol oynadı. Birçok platform elinde bulundurduğu bilgi dağıtım gücünü oldukça etkili bir şekilde kullandı. Benzer şekilde sorumluluk alarak yardım kampanyalarını duyurmakta ve sahte haberlerin yayılmasını önlemekte üstün bir çaba gösterdiler.
Pandemi bizlere gösterdi ki platformlar krizlerdeki rollerini ciddiye alıyorlar. Yalnızca koronavirüsün ciddiyeti hakkında farkındalık yaratmak için değil, aynı zamanda pandemiyle ilgili yanlış bilgilerle mücadele etmek için sürekli olarak yeni önlemler aldılar.
Çalışanlarına veya topluluklarına yardım etmek için devreye giren markalar gibi platformlar da çeşitli şekillerde inisiyatif gösterdi. Biz de platformların aldıkları aksiyonları sizler için bu makalede derledik.
Facebook, Koronavirüsle İlgili Yanlış Bilgilere Karşı Savaşıyor
Facebook, kurucusu Mark Zuckerberg ile birlikte pandemi ilk başladığı günden beri gündemdeydi. Platform, sosyal ağı aylık olarak kullanan 2,5 milyar insan için yönetim kurulu düzeyinde yanlış bilgilerle mücadele etmek için sıkı önlemler aldı.
İlk etapta küresel ölçekte bilgilerin teyit edilmesi kolaylaşabilsin diye daha fazla bölgesel temsilci atandı. Tüm bunlar yaşanırken Facebook, kullanıcılarından doğruluğunu şüpheli gördükleri gönderileri raporlamasını da istedi. Bu önlemlere ek olarak, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve diğer ulusal ve bölgesel yetkililerin gönderilerine haber akışında da öncelik verildi.
İnsanlar güncel olaylardan haberdar olmak için daha fazla sosyal medyaya yöneldikçe, yalan haberlerle mücadele etmek de bir o kadar önem kazandı.
Facebook ayrıca “gerçek dünyada” bir etki yaratmak için çeşitli girişimlerde bulundu. Şirket, orman yangınları için sakladığı 720.000 yüz maskesini bağışladı ve “milyonlarcasını” bağışlamaya devam edeceğinin de sözünü verdi. Tüm bunların ötesinde, sağlık çalışanları ve küçük işletmeler de dahil olmak üzere birçok kurum ve kuruluşa 145 milyon dolara kadar bağış yapacağını duyurdu.
WhatsApp, COVID-19 Bilgi Merkezini Kurdu
Yanlış bilgiyle mücadele etmek için WhatsApp, liderliği ele alarak kullanıcılara COVID-19 ile ilgili güncel bilgileri alabilecekleri bir alan sağladı. Facebook’un sahip olduğu mesajlaşma uygulaması; WHO, UNICEF ve UNDP ile ortaklaşa olarak Koronavirüs Bilgi Merkezi’ni kurdu.
Benzer şekilde WHO(Dünya Sağlık Örgütü), insanları koronavirüs tehlikeleri konusunda uyarmak için Whatsapp’ta bir sohbet robotu (chatbot) oluşturdu.
Şubat ayında iki milyar kullanıcı eşiğini aşan Whatsapp, Koronavirüs döneminde insanların güvenini kazanmak için akıllıca adımlar atmak zorundaydı. Yanlış bilginin yayılmasını engellemek de bu adımlardan biri ve belki de önemlisiydi. Dolayısıyla bu yönde birçok girişimde bulundu.
Bu yönde atılan adımlardan bir diğeri ise, Poynter Enstitüsü’nün Uluslararası Doğruluk Kontrol Ağı’na (IFCN) 1 milyon dolar hibe sözüydü. Hibe, en az 45 ülkede 100’den fazla yerel organizasyonda #CoronaVirusFacts Alliance’ı desteklemek için kullanılıyor.
Instagram Bireysel İzolasyonu ve Sosyal Mesafeyi Teşvik Ediyor
Instagram da tıpkı diğer Facebook ürünleri gibi, ana sayfa akışında güvenilir kaynakların gönderilerine öncelik tanıyan ilk platformlardan biri oldu. Ayrıca koronavirüsle ilgili haberleri manipüle etme ihtimali olan AR efektlerini yasaklayarak içinde bulunduğumuz durumun ciddiyetine vurguda bulunmayı da ihmal etmedi.
Bununla birlikte salgın sırasında Instagram’ın ana önceliği, bireysel izolasyonu teşvik etmek oldu. Bunu #EvdeKal etiketlerini öne çıkararak ve Instagram’da görüntülü sohbet etmek de dahil olmak üzere yeni bağlantı kurma yolları üreterek teşvik ettiler.
Bu adımları atarak Instagram, halka açık yerlerden uzaklaşma trendini destekledi ve kullanıcılarını #EvdeKal etiketini profillerinde vurgulamaya da teşvik etti. Bu yeni özelliklerin popülaritesinden dolayı kullanıcılar platformun sunucularını o kadar doldurdu ki neredeyse siteyi çökertiyorlardı.
Messenger Devlet Kurumlarına Ulaşıyor
Zuckerberg’in duyurusuyla Messenger’ın normal trafiğinin iki katına çıktığını hep birlikte öğrendik. Böylece Messenger, yanlış bilgilerin önünü kesmek için daha fazla adım atmaya ihtiyaç duydu. Bu adımlardan ilki, geliştiricilerin mesajlaşma çözümlerini nasıl kullanabileceklerini göstermek amacıyla devlet kurumlarına ücretsiz geliştirici araçları sunması ve hatta bununla ilgili bir hackathon başlatmasıydı.
Halkın, ihtiyaç duyduğu zamanda en yetkili ağızdan bilgi alabilmesi özellikle pandemi döneminde son derece önemliydi. Messenger’ın da teşviğiyle bunu nispeten sağlayan kurumlar oldu. Çeşitli geliştirici araçlarıyla birçok kurum kendi için özelleştirilmiş iletişim seçeneklerine sahip oldu. Pakistan ve Afganistan Sağlık Bakanlıklarının yanı sıra UNICEF, Messenger aracılığıyla halkla iletişimlerini geliştirebildi.
Twitter Hedef Kitlesini Kolluyor
Diğer platformlar gibi Twitter’ın da rakamlarında önemli bir artış gördü. 2020’nin ilk üç ayında platformun aktif kullanıcı sayısı 2019’un sonuna göre %23 arttı.
Kullanıcılarını yanlış bilgiden korumak için, virüsün yayılmasını olumsuz etkileyebilecek her türlü tweet’i yasakladı. Buna ek olarak Twitter, halka doğru bilgileri aktarabilecek hesaplar için diğer platformlardan da aşina olduğumuz “mavi tik” programını hızlandırarak güvenilir haber alma kaynaklarını artırmayı hedefledi.
Twitter’daki kullanıcı sayısının artması, insanların yeni bilgilere hızlıca ulaşarak güncel kalmak istediğini gösteriyor. Benzer şekilde, birçok kişinin kendi karantina süreçlerinde kafalarını dağıtmak için yeni sosyal medya platformlarına yöneldikleri de söylenebilir. Hal bu iken sahte uzmanların ortaya çıkıp yanlış haberler yayabilmeleri durumuna karşı platformun bilgi akışını alakalı ve güvenilir tutma çabaları son derece önem arz ediyor.
Twitter’ın bu dönemde gerçekleştirmiş olduğu bir diğer destek ise Gazetecileri Koruma Komitesi ve Uluslararası Kadın Medya Vakfı arasında eşit olarak paylaştırılan 1 milyon dolarlık bir bağış yapmak oldu.
LinkedIn İşi Normal Tutmaya Çalışıyor
LinkedIn, SXSW’den Adobe Summit 2020’ye kadar en büyük sektörel konferansların bazılarında yapılan iptallerin ışığında, şirketlerin küresel kitlelere ulaşmasına yardımcı olmak için etkinlik platformunu ölçeklendirdi.
Buna ek olarak profesyonel ağ platformu, kullanıcılarının ücretsiz olarak erişebilecekleri 16 LinkedIn Learning kursunu kullanıma açtı. Kurslar, içeriğinde bazı sanal toplantı araçlarını da barındırıyor ve çoğunlukla uzaktan çalışmayla ilgili konuları kapsıyor.
LinkedIn aynı zamanda pandemi sırasında nelerin yayınlanması gerektiğine dair ipuçları paylaşarak bu küresel krize nasıl tepki vereceğinden emin olmayan işletmelere danışmanlık yapıyor. Platform, uzaktan çalışmaya ve bağlantı kurmaya geçişi kolaylaştırmak için elindeki tüm imkanları kullanıyor ve böylece pandemi ortasında bile ayakta kalmaya çalışan tüm işletmeler için önemini artırıyor.
TikTok WHO ile Çalışarak Günlük Canlı Yayınlara Ev Sahipliği Yapıyor
Asya’dan sonra tüm dünyada çok geniş bir kullanıcı ağına sahip olan TikTok, Koronavirüs hakkında referans olabilecek videolar için erken davrandı. WHO ile hızlı bir işbirliği geliştiren TikTok kullanıcılarının doğrudan sağlık uzmanlarına soru sorabildiği canlı yayınlar düzenledi.
Ancak düzenlediği tüm canlı yayınlar Koronavirüs hakkında değildi. Karantina döneminde kullanıcılarını eğlendirmek amacıyla Arnold Schwarzeneger, Alicia Keys ve DJ Khaled gibi isimlerin yer aldığı günlük #HappyAtHome etkinliklerine ev sahipliği yaptı.
Eğlence, salgın sırasında moralleri yükseltmeye yardımcı olan önemli bir araç haline geldi. TikTok’un bu alandaki rolünü iyi anlayarak dengeyi sağlamakta başarılı olduğunu düşünüyoruz. İzleyicilerinde çevrede olup bitenlere karşı duyarlılık oluşturmak için Covid eğitim içeriğini uygulama akışına hafifçe dahil etti.
WHO ile ortaklığını daha da ileriye götüren TikTok, ayrıca WHO’nun COVID-19 yardımlarında kullanması için 10 milyon dolar bağışta bulunacağını da duyurdu.
YouTube, Virüsle İlgili İçeriğin Reklamlarını Kaldırıyor
YouTube, yanlış bilgilerin yayılmasıyla mücadele etmek için büyük çaba sarf eden şirketlerden biri. İnsanlara tıbbi yardım almak yerine virüsü evde tedavi etmelerini tavsiye eden videolar, platformdan kaldırılan içeriklerden yalnızca bir tanesi.
Buna ek olarak, COVID-19’u konu alan tüm videolardan para kazanma özelliği kaldırıldı, bu da Covid hakkındaki videolarda hiçbir reklam gösterilmediği anlamına geliyor. Platform kullanımında bir artış gören YouTube, çevrimiçi zaman geçiren insan sayısına bağlı olarak dünyanın her yerindeki ağların tıkanması nedeniyle video kalitelerinin varsayılan seçeneğini SD olarak güncellemek zorunda kaldı. Bu seçeneğin pandemiden önce HD olduğunu da belirtmek isteriz.
Bir çoğunuzun bildiği gibi YouTube, dünyanın en büyük ikinci arama motoru. İnsanlar sıklıkla merak ettikleri konular hakkında video aramaları yapıyor. İçinde bulunduğumuz pandemi durumunun da tüm dünyanın aklında soru işaretine yol açtığı aşikar. Dolayısıyla YouTube, Koronavirüsün popülaritesini kullanarak sırf maddi kazanç elde etmek için manipülasyon yapacak kişilere fırsat vermeyerek oldukça doğru bir adım atıyor.
Aynı zamanda Koronavirüs hakkındaki videolarda reklam gösterilmemesi pazarlamacılar için iyi bir haber sayılabilir. Kim kendi ürün veya hizmetinin tatsız videolarda tanıtılmasını ister ki?
Snapchat Ruh Sağlığını Önemsiyor
Pandemi döneminde sıkça sağlık yetkililerinin Y ve Z kuşağını eleştirdiği haberlerle karşılaştık. Eleştirilerin en büyük nedeni ilgili nesillerin virüsü ciddiye almıyor olmasıydı. Snapchat, ana demografisi olan bu nesiller için adım atmaya karar verdi. Virüs hakkındaki algılarını ve eylemlerini değiştirmek için uygulama içerisinde çeşitli yeniliklere gitti.
Bu yeniliklerden ilki, uygulama içerisine “Here For You” adında bir bölüm eklemek oldu. Bu bölümün ana amacı uygulamayı kullanan kişilere ruhsal destek sağlamak. Anksiyete, depresyon, intihar gibi birçok konuda uzmanlar platforma özel içerik üretiyor.
Snapchat’in bir diğer yeniliği insanlara yüzlerine dokunmamalarını hatırlatan ve evde kalmaya teşvik eden bitmoji çıkartmaları üretmek oldu. Tüm bunlara ek olarak güncel ve doğruluğu teyit edilmiş pandemi haberlerini Keşfet sayfasının en üstünde “Koronavirüs: Son Gelişmeler” alanında göstermeye başladı.
Yaptığı en yaratıcı yeniliklerden biri ise kullanıcıların koronavirüsün temel özellikleri hakkındaki bilgilerini test eden interaktif (etkileşimli) bir sınav geliştirmiş olması. Böylece kullanıcılar Koronavirüs hakkında bilmediği şeyleri tersten öğrenmek durumunda kaldı ve işe de yaradı.
Pinterest Kullanıcılara Alakalı İçeriği Gösteriyor
Pinterest, bir haber kaynağından çok yaratıcı ilham kaynağı olarak biliniyor, ancak kullanım arttıkça platform her ikisinden de biraz olmak istediği için çalışmalarını genişletti.
Pinterest, koronavirüs salgını sırasında yeni bir “Bugün” sekmesi yayına aldı. Bu sekmede genellikle el yıkama gibi konular başta olmak üzere WHO ve Hastalık Kontrol Merkezleri(CDC) aracılığıyla elde edilen bilgileri birlikte ele alarak yayınlıyor. Ayrıca Pinterest, koronavirüs salgını sırasında takipçilerine faydalı içerikler sunarak markalarla iletişim halinde kalıp onları destekliyor.
Belirsizliğin en yoğun olduğu bu dönemde Pinterest mottosuna sadık kalarak topluluğu bilgilendirmeye ve onlara ilham vermeye çalışıyor. İster bir home-ofis yaratma fikri olsun, ister lezzetli bir yemek yapmak olsun, farkındalığı yaymak ve insanların yeni rutinlerine alışmalarına yardımcı olmak için kullanıcılarının dikkatini çekmeyi başarıyor.
Anafikir
Sosyal medya platformlarının sorumluluk alarak maddi-manevi desteklerde bulunması tüm dünya için son derece olumlu gelişmeler. İnsanların doğru habere ulaşmasından bilinçlendirilmesine, destekler için altyapı sunmaktan bizzat maddi desteğin kendisini sunmaya kadar hemen her yoldan üstlerine düşeni yapan platformlar takdiri hak ediyor.
Elini taşın altına koyan her platformu tebrik ediyor, gelecekte de aynı sorumluluğu üstlenmelerini diliyoruz.