fbpx

Müşteriyi Elde Tutma: Mevcut Müşterilere Daha Çok Satış Yaparak İşinizi Büyütün

müşteriyi elde tutma

İçindekiler:

Defalarca duyduğunuz bir motto: Mevcut müşterilerin yeniden satın almalarını sağlamak (müşteriyi elde tutma), yeni müşteriler edinmekten daha ucuzdur. Bu, özellikle tıklamalar ve dönüşümlerin her zaman maliyet olarak yansıdığı kalabalık e-ticaret arenaları başta olmak üzere birçok işletme için geçerli. En son ne zaman müşterilerinizle yeniden etkileşim kurdunuz ve mağazanıza geri çekme fırsatları için aradınız? Satıştan sonra henüz mevcut müşterilerinize pazarlama çalışmaları yapmadıysanız, şimdi müşterilerinizi elde tutmak için doğru bir strateji oluşturmanın tam zamanı. Nereden başlayacağınıza birlikte bakalım:

Müşteriyi elde tutma nedir?

Müşteriyi elde tutma, bir işletmenin tekrar eden müşteri sayısını artırmak ve mevcut her bir müşterinin karlılığını yükseltmek için gerçekleştirdiği faaliyetlerin toplamına deniyor. Müşteriyi elde tutma stratejileri, mevcut müşteri tabanınızdan hem daha fazla değer sağlamanıza hem de elde ettiğiniz değeri çoğaltmanıza imkan verir. Burada istediğimiz şey, elde etmek için çok çalıştığımız müşterilerimizin bizimle kalması, harika bir müşteri deneyimi yaşaması ve ürünlerimizden değer almaya devam etmesi.

Kısacası kazanç, müşterilerinizin temelini oluştururken, elde tutma stratejiniz müşteri ilişkileri kurma ve her biri için geliri en üst düzeye çıkarma stratejinizdir. Peki müşteriyi elde tutma programınıza ne kadar zaman ve kaynak ayırmalısınız? Bunun cevabı mağazanıza, verdiğiniz hizmete bağlı. Örneğin düğün organizasyonu için çalıştığınız bir müşteri bebeği olacağında babyshower partisi için, doğumda hastane için de sizinle çalışabilir. Bunu sağlamak için işe evlilik yıldönümlerini kutlayarak başlayabilirsiniz, böylece sizi ve verdiğiniz hizmeti hatırlamış olurlar. Fakat deri çanta satıyorsanız kendinizi hatırlatmak bu kadar kolay olmayabilir. Bu durumda deri çantaların bakımı hakkında yayınladığınız bir makaleyi maille duyurmak “yeni koleksiyonumu çıktı” anonsundan daha az itici olacaktır. (Tabii makaleyi yeni koleksiyon üzerinden örneklemeyi unutmayın.)

Müşteriyi elde tutmaya ne zaman odaklanmalı?

Müşteri kazanmaya mı yoksa elde tutmaya mı daha fazla odaklanmanız gerektiğini merak ediyorsanız, markanızın yaşam döngüsünün neresinde olduğunu anlamanız gerekir. Bir örnekle açıklamak gerekirse, dün açılan bir mağaza ile uzun yıllardır faaliyette olan bir mağaza elbette birbirinden farklı stratejiler izlemelidir.

Markanızın potansiyel yatırım seviyeleri hakkında genel rehberlik için aşağıdaki zaman çizelgesine birlikte göz atabiliriz:

müşteriyi elde tutma

1. Başlarken: Mağazanızı yeni açtığınızda ya da hizmetlerinizi ilk defa duyururken odaklanmanız gereken şey tabii ki müşteri kazanmak. Bu noktada, müşteri kazanma çabalarınız müşteriyi elde tutmaya kıyasla tamamen baskın olmalıdır. Müşteri tabanınızı büyütmenize yardımcı olacak stratejilere ve taktiklere odaklanmalısınız. Bu aşamada müşteri deneyimini kusursuz sağlamak daha sonradan gündeme gelecek olan müşteriyi elde tutma stratejisinde de yardımcı olur. Harika bir deneyim daha sonra insanların sizi bir kez daha tercih etmesini de sağlar, başkalarına sizin markanızı önermesini de.

2. Müşteri çekme/edinme: Artık müşteriler edindiğiniz ve ara sıra satış yaptığınız aşamadasınız. Bu noktada, her bir müşteriyi daha fazla satın almaya teşvik etmek için “kaybetmeme unsurları” sunmaya başlayabilirsiniz. Bizim tavsiyemiz, eski bir müşteriyi sizden tekrar satın almaya teşvik etmeye odaklanan e-posta kampanyalarına başlamanız. Kampanyaların birbirine çok benzememesine ve çok sık mail atmamaya özen göstermeyi unutmamak lazım. Spam mailler kaş yapayım derken göz çıkmasına sebep olabilir. Ayrıca yolun başındayken bir süre daha iadeler, değişimler ya da hizmet sektöründe son dakika ortaya çıkan değişiklikler konusunda biraz daha anlayışlı olabilirsiniz.

3. Devamlılık: Bu noktada henüz tam bir e-ticaret uzmanı sayılmazsınız, ancak satışlarınızı artırdığınız yerdesiniz. Müşteri edinme çabalarınızla birlikte daha fazla müşteriyi elde tutma adımını birbirine kaynaştırmayı düşünmeye başlayabilirsiniz. Pazarlama otomasyonları ile daha ciddileşmenin yanı sıra bir başvuru(referral) ve/veya sadakat programı sunmak da seçenekleriniz arasında olabilir. Örneğin arkadaşlarına sizi önerenlere bir indirim ya da yeniden hizmet alanlara ek bir paket sunmak devamlılık sağlamak için ilk adımlar olabilir.

müşteriyi elde tutma

Unutmayın, elde tutma stratejiniz her bir müşterinin karlılığını en üst düzeye çıkarma şeklinizdir.

4. Kurulmuş marka: Artık kurulmuş bir e-ticaret mağazasısınız ya da hizmetleri tanınmaya başlamış olan bir markasınız. Bu büyüklükteki küçük işletmeler için ortak sorunlardan biri, büyümeye devam etmenin yollarını bulmaktır. Müşteri edinme, çok sayıda tek seferlik satın alma işlemine yol açabilir, ancak bir elde tutma stratejisi müşterilerin daha sık satın almasını sağlayabilir ve bu da e-ticaret mağazanızın yaşam boyu değerlerini artırır. Bu aşamada, müşteriyi koruma çabalarınız konusunda ciddi ve bilinçli olmalısınız. Örneğin kaldırabileceğinizden çok müşteri edinmemeye çok dikkat etmelisiniz. Eğer ekip olarak hizmeti ya da ürünü geciktirmek zorunda kalırsanız müşteri deneyimi kötüleşecektir. Kontrollü büyümek bu aşamada diğer adımlar kadar önemli.

5. İyi yapılandırılmış/iyi bilinen: Bu aşamada markanız zorlu bir sürecin ilk aşamalarını atlattı bile. Pek çok erken başarı elde ettiniz ve birçok otomasyona sahipsiniz. Şimdi büyük ölçüde müşteriyi elde tutmaya odaklanmanın tam zamanı.

Örneğin, aşağıdaki grafikte, her mağazanın 100 müşterisi her ay $10’lık bir ürün satın alıyor. Siyah mağaza her ay bu müşterilerin %5’ini elinde tutarken mor mağaza %10’unu elinde tutuyor. Gördüğünüz gibi, %5’lik artış, doğrudan satın alma ile eşleşmesi zor olan hızlı büyümelere yol açabilir.

Mağazanızın içinde bulunduğu güncel aşamanın yanı sıra, stratejinizi uyarlarken sattığınız ürünleri ya da hizmetleri de göz önünde bulundurmanız gerekebilir.

Müşteriyi elde tutma stratejilerini işinize uyumlu hale nasıl getirirsiniz?

Sattığınız ürünlerin ya da verdiğiniz hizmetin odaklanmanız gereken strateji üzerinde oldukça büyük bir etkisi vardır. Yüksek kaliteli deri mobilya satan bir perakendeci, elbette çay ve kahve satan bir mağazadan kategorik olarak farklıdır.

Müşterilerinin sık sık yüksek değerli ürünler satın aldığı bir mağaza, en yüksek “müşteri yaşam boyu değerine (CLV)” sahip olur. Bunlar, etkili bir elde tutma stratejisinden en çok kazanç elde edecek mağaza türleridir.

Genel olarak, bu matris boyunca sağa doğru ilerlerken, elde tutmaya daha fazla odaklanmalısınız. Ancak unutmayın, birini ya da diğerini asla görmezden gelmemeniz gerekiyor. Önemli olan, işiniz için en mantıklı olan dengeyi bulmak.

Önemli “Müşteriyi Elde Tutma” Ölçütleri

Müşteri elde tutma oranınızı artırmanın anahtarı, temelde yatan metrikleri anlamaktır. Peki bu metrikler nelerdir? Nasıl ölçülür? Daha da önemlisi, nasıl geliştirilir?

Müşterileri elde tutmak için gerekli en önemli üç metriğe bakalım ve neden önemli olduklarını inceleyelim:

  • Tekrarlanan müşteri oranı
  • Satın alma sıklığı
  • Ortalama Sipariş Tutarı

Tekrarlanan müşteri oranı

müşteriyi elde tutma

Tekrarlanan müşteri oranı, müşteriyi elde tutmanın bel kemiğidir. Sizden ikinci bir satın alma işlemi yapmak isteyen müşterilerin yüzdesini ifade eder. Tekrar eden satın alma oranınızı ölçmek, elde tutma stratejinizin gerçekte ne kadar iyi çalıştığını değerlendirmenin en iyi yoludur. Bu metrik ne kadar yüksekse, müşteriler mağazanıza dönmeye o kadar istekli olur.

Tekrarlanan müşteri oranı nasıl hesaplanır?

Elde tutma metriklerini ölçmek söz konusu olduğunda, karmaşık hesaplamalar denizinde kaybolmak oldukça kolaydır. Neyse ki tekrar eden müşteri oranınızı hesaplamak son derece basittir. Bunun için bilmeniz gereken iki şey var:

  1. Birden fazla satın alma işlemi gerçekleştiren müşteri sayısı

Bu, belirli bir süre içinde birden fazla satın alma işlemi gerçekleştiren müşteri sayısını ifade eder. Bu sayının daha anlamlı olabilmesi için bütün bir yıla bakmanızı tavsiye ederiz. Temel ihtiyaçlarda (yiyecek satışı gibi) bu süre daha kısalabilirken hizmet sektörü için daha da uzun olabilir.

  1. Benzersiz müşteri sayısı

Bu ise mağazanızdan farklı bir zaman diliminde satın alan farklı müşterilerin sayısıdır. Sipariş sayısı ile benzersiz müşteri sayısının birbirinden farklı olduğunu unutmayın.

Benzersiz müşteri sayınızı Shopify, Etsy gibi altyapıların sunduğu raporlarda hesaplanmış bir şekilde bulabilirsiniz. Ancak manuel olarak yapmak istiyorsanız tek yapmanız gereken birden fazla satın alma işlemi olan müşteri sayısını benzersiz müşteri sayısına bölmektir.

Aynı işlemi formülize edecek olursak şöyle görünecektir:

Birden Fazla Satın Alan Müşteri Sayısı / Benzersiz Müşteri Sayısı

Satın alma sıklığı

Satın alma sıklığı, müşterilerin mağazanızdan alışveriş yapmak için ne sıklıkla geri geldiğini gösterir. Ürün kategorisine bağlı olarak, bir mağazanın yıllık gelirinin önemli bir kısmının genellikle tekrar eden müşterilerden kaynaklandığını düşündüğünüzde bu konunun önemini daha iyi kavrayabilirsiniz.

Satın alma sıklığı nasıl hesaplanır? 

Mağazanızın satın alma sıklığını hesaplamak, tekrar satın alma oranını hesaplamaya benzer. Tekrarlanan satın alma oranınız için seçtiğiniz aynı zaman aralığını (ör. tek bir ay) kullanarak, mağazanızın toplam sipariş sayısını benzersiz müşteri sayısına bölmeniz yeterlidir.

Yine, formülize ettiğimizde şöyle görünecektir:

Verilen Sipariş Sayısı / Benzersiz Müşteri Sayısı

Ortalama Sipariş Değeri (Average Order Value – AOV)

müşteriyi elde tutma

Tekrarlanan satın alma oranını ve satın alma sıklığını anladıktan sonra, sıra bu satın almaların her birinin değerini maksimize etmeye geldi. Ortalama sipariş değeri olarak bilinen bu metrik, bir müşterinin mağazanızda her işlem için harcadığı parayı ifade eder.

Ortalama Sipariş Değeri nasıl hesaplanır? 

Tıpkı satın alma sıklığında olduğu gibi, ortalama sipariş değeriniz, tekrar satın alma oranınız için belirlediğiniz aynı zaman dilimi kullanılarak hesaplanmalıdır. Burada tek yapmanız gereken işlem, yıllık gelirinizi mağazanızın işlediği siparişlerin sayısına bölmek. 

Formül:

Kazanılan Toplam Gelir / Verilen Sipariş Sayısı

Müşteri değeri: Elde tutmanın “büyük resmi”

Bu ölçümleri ister teker teker, ister aynı anda artırmayı umuyor olun, elde tutma pazarlamasının nihai amacı müşteri değerini artırmaktır. Her bir müşterinin gerçekte ne kadar değerli olduğunu anlamanıza yardımcı olduğu için, bu değeri öğrendiğinizde bulmacanın son parçasını da yerleştirmiş olacaksınız.

Müşteri değerini hesaplamak için, satın alma sıklığınız ve ortalama sipariş değeriniz üzerinde zaten bir kontrolünüz olması gerekiyor. Bu iki değeri birbiriyle çarparak emeğinizin karşılığını somut olarak görebilir ve elde tutma pazarlamasının gücünü anlayabilirsiniz.

Müşteri Değeri = Satın Alma Sıklığı x Ortalama Sipariş Değeri

Şimdi yapmamız gereken şey, bu metriklerin her birini iyileştirmeyi hedefleyerek müşteriyi elde tutma stratejileri geliştirmeye hemen başlamak.

Müşteriyi elde tutma oranını artırma stratejileri

Mevcut müşterilerimizi elde tutmak için bir strateji geliştirmenin neden yeni müşteriler edinmenin yollarını bulmak kadar değerli olabileceğini de, işlerin yolunda gitmesi için ölçmemiz gereken konuları da birlikte inceledik. Şimdi, müşteriyi elde tutma oranını artırmak için uygulayabileceğiniz bazı fikirleri özetleyelim:

  • Müşterileri internet sitenize kayıt olmaya teşvik edin.
  • Müşteri hizmetlerinizi geliştirin.
  • Müşteri sadakat programı hazırlayın/sunun.
  • Müşterilerinize ilgi çekici e-postalar gönderin.
  • İadelerde bir indirim yapın veya indirim kuponu verin

1. Müşterileri internet sitenize kayıt olmaya teşvik edin

Müşterileri kayıt olmaya yönlendirmek, iki ucu keskin bıçak olabilir. Bir yandan, müşterileriniz hesapları aracılığıyla önceden doldurulmuş kargo bilgileriyle birlikte geçmiş siparişlere anında erişim sağlayarak yeniden satın almaya daha kolay karar verebilir. Öte yandan, kayıt olurken verdiği kişisel bilgilerin kayıtlı kalması endişesiyle sipariş vermekten daha kolay vazgeçebilir. 

Bu nedenle, seçenek sunulursa birçok kişi misafir olarak ödeme yapmayı tercih edebilir. Öyleyse, ilk kez gelen müşterilerin dönüşümlerini engellemeden müşteri hesaplarını nasıl etkili bir şekilde uygulayabilir ve teşvik edebilirsiniz?

İşin püf noktası, ilk sipariş verildikten sonra bir hesap oluşturma seçeneği sağlamak.

Alışveriş yapan müşterilerinize sempatik bir davet göndermek, birçok durumda işe yarayabilir. Bu daveti çeşitli yollarla gönderebileceğiniz gibi, içeriğinde sunacağız cazip fırsatlar ile birlikte dönüşüm oranını artırabilirsiniz.

2. Müşteri hizmetlerinizi geliştirin

Müşteri destek sistemleri, müşterilerinizle etkili bir şekilde iletişim kurmanıza ve onlara doğru düzeyde destek sağlamanıza yardımcı olur. Bir destek sistemi, sizin veya bir müşteri hizmetleri temsilcisinin hem satış öncesi hem de satış sonrasında müşteriyle net bir şekilde iletişim kurmasına yardımcı olabilir.

Canlı bir sohbet veya yardım masası aracının olması, ister site üzerinden, ister e-posta veya sosyal medya yoluyla gelsin, bir müşterinin sorusunu bir satışa veya şikayetini bir çözüme dönüştürebilir. Çoğu zaman, etkili bir şekilde çözülmüş bir şikayet veya sorun, mutsuz bir müşteriyi sadık, tekrar eden bir müşteriye dönüştürmektedir. Üstelik destek sistemleriyle elde ettiğiniz tek kazanç “elde tutma” değil, tüm bunların yanı sıra ürünlerinizi ve genel alışveriş deneyiminizi iyileştirmenize yardımcı olabilecek müşteri geri bildirimleri de edinebilirsiniz.

müşteriyi elde tutma

Yapılan birçok araştırma, müşteri memnuniyeti sağlanırken, müşterilerin hızlı, arkadaş canlısı ve tutarlı müşteri hizmetlerini “altın standart” olarak gördüklerini gösteriyor. Müşterilerin sorunlarının giderilmesi ve ürünlerinizden en iyi şekilde yararlanması her iki tarafın da işine yarayacaktır.

Nişinize, ürün karışımınıza ve marjlarınıza bağlı olarak, belirli müşterilerinize küçük birer hediye göndermek, müşteri memnuniyetini artırabilecek sürpriz ve memnuniyet unsurunu desteklerken onlara geri dönmelerini hatırlatmanın harika bir yolu olabilir. Beklenmedik bir hediye vermek, aynı zamanda olumlu bir eyleme başka bir olumlu eylemle yanıt verme eğilimimizi ifade eden karşılıklılık yasasını da etkileyecektir.

Örneğin, her şeyin anında ve internet üzerinden yapıldığı bir dünyada, bazen insanlar sadece bir tutum/tavır değişikliği isterler. El yazısıyla yazılmış bir teşekkür notu, müşterilere değer verdiğinizi göstermenin ince bir yolu olabilir. Müşterileri sizden tekrar satın almaya teşvik edebilir.

El yazısı ile yazılmış bir not, müşterinize kendisiyle kişisel olarak konuşmak için zaman ayırdığınızı gösterir. Ayrıntılara gösterilen bu özen, otomatikleştirilmiş makbuzlar ve tek şablona oturtulmuş sipariş onay e-postalarından sıyrılmanıza yardımcı olacaktır. Bu fikirler uzun bir yol kat edip potansiyel olarak ömür boyu sadık bir müşteriler yaratmanızda yardımcı olabilirler.

3. Müşteri sadakat programı hazırlayın/sunun

Bazen bir “müşteri tutma programı” olarak da adlandırılan sadakat programları, müşterileri değerli ödüller kazanmak için daha sık satın almaya motive ettiği için satın alma sıklığını artırmanın etkili bir yoludur.

Bu, hem siz hem de müşterileriniz için karlı bir takas haline gelebilir: Onlar her alışverişlerinde daha fazla ödül kazanırken siz de tekrar eden satın almalardan yararlanırsınız.

Bir hesap oluştururken onlara hoş geldiniz puanları vererek müşterileri programa yatırım yapmaya teşvik edebilirsiniz. Ödül kazanmanın ne kadar kolay olduğunu gördüklerinde, bunu tekrar yapmak için mağazanıza gelmekten heyecan duyacaklardır. Yemek Sepeti’nde bir yerden çok kez sipariş verdiğinizde aldığınız puanları buna örnek olarak gösterebiliriz.

Bir sadakat programı oluşturmak, müşterileri ikinci alışverişlerinde veya belirli bir rakamın üstüne çıktıklarında ödüllendirmek kadar basit olabilir. Mağaza raporlarınız, sepet tutarı ve toplam sipariş sayısına göre en iyi müşterilerinizin kim olduğunu görmenizde size yardımcı olabilir. Ek olarak, müşterilerinizi mağazanızda yaptıkları çeşitli aksiyonlar için ödüllendirebilecek otomatik sadakat eklentilerini de tercih edebilirsiniz.

4. Müşterilerinize ilgi çekici e-postalar gönderin

Satın alma sıklığı müşteriyi elde tutmanın bel kemiğidir demiştik, e-posta pazarlamaları ise müşteri etkileşiminin ve elde tutma “araç setinizin” bel kemiğidir.

E-postalar, size ilk satın alma işlemlerinden önce ve sonra müşterilerinizle ilişki kurmaya devam etme fırsatı verir. Gönderdiğiniz her mesajın müşterinizin deneyimine değer katması oldukça önemli. Aksi takdirde, onları kaybetme riskiyle karşı karşıya kalabilirsiniz.

Black Friday ve Cyber Monday dönemlerinde izlenen Shopify verileri, diğer kaynaklara göre e-postanın % 4,29 ile en yüksek dönüşüm oranına sahip olduğunu, ardından aramanın ikinci sırada geldiğini gösteriyor. Açıkça görülüyor ki e-posta, dönüşüm sağlayan bir pazarlama kanalı.

e ticaret

Takip e-postalarıyla başlamak iyi bir yol. Bir müşterinin ilk satın alma işleminden bir hafta sonra, müşteriye satın aldıkları için teşekkür eden bir e-posta gönderin. Bu tür bir onay, müşterilerin sizden satın alma kararları konusunda kendilerini iyi hissetmelerine yardımcı olabilir ve markanızı daha ulaşılabilir kılar. İlk satın alımlarını tamamlayan ürünler önererek bu ilk e-postayı daha da etkili hale getirebilirsiniz. Son olarak, müşteri yorumlarını da ekleyebilirsiniz. Bu açıklamalar, hem önerilen her ürünün değerini hem de müşterinin satın alma isteğini artırabilir.

Bu ilk takip gönderildikten sonra, düzenli olarak kişiselleştirilmiş mesajlar göndermeye devam edin. Örneğin Beard King, her iki ila üç haftada bir yeni ürünler veya satışlar sunan kişiselleştirilmiş e-postalar göndererek bunu çok iyi başarıyor. Zorlu AVM’deki Miu Miu ise müşterilerin doğum günlerinde arıyor ve onların beğenebileceği koleksiyonlar geldiğinde birebir iletişim kurarak haber veriyor. Yeni ürünler için ek ürün önerileri yapmak ve yaklaşan indirimler/promosyonlar için davet göndermek, ilk kez alışveriş yapan müşteriler ile görüşmeyi sürdürmenin vazgeçilmez bir yöntemi.

Bozulabilir, tüketilebilir veya başka bir şekilde zaman içinde yenilenmesi gereken bir ürüne sahipseniz, ürünlerinizin ömrünü bilmek ve iyi zamanlanmış e-postalar göndermek, hareketsiz müşterileri geri getirmenin mükemmel bir yolu olabilir. İdeal olarak doğru mesajı doğru kişiye doğru zamanda ilettiğinizde bu yöntem özellikle daha etkili olacaktır.

Örneğin Luxy Hair, SSS bölümünde saç uzatma işlemlerinin ortalama üç ila altı ay arasında değiştiğini ve bu sürenin yıpranmaya bağlı olarak bir yıla kadar genişleyebileceğinden bahsediyor. Luxy, müşterilerine yeni saç uzatma setinin faydalarını anlatmaya karar vermiş ve üç ay, altı ay ve bir yıl sonra gönderilecek bir dizi otomatik e-posta oluşturmuş. Bu e-postalar, müşterilere harika bir deneyim sağlıyorken, ilk kez satın alma yapacak bir müşteriyi eğitmeye, Luxy’yi akılda tutmasına ve tekrar satın almasına teşvik etmeye de yardımcı oluyor.

Tüm satış sonrası pazarlama iletişimlerinizde, müşterilerinize neden sizi tercih ettiklerini mutlaka hatırlatmalısınız. Onları geri getirmek, tekrar sizden alışveriş yapmanın zamanlarına ve parasına değer olduğunu gösterme yeteneğinizle doğrudan ilişkilidir.

5. İadelerde bir indirim yapın veya indirim kuponu sunun

Genel olarak, indirim konusunda dikkatli olmanızı tavsiye ederiz. Ürünlerinizde indirim yapmak, gelecekte müşterilerinizi fiyatların düşmesini beklemeye zorlayabilir. Bunun sonucunda ise mağazanız gelir kaybına uğrayabilir. Dolayısıyla indirim yapmak, üzerine düşünülmesi gereken bir pazarlama yoludur.

Ancak, ilk kez satın alma yapan bir alıcıya indirimler gönderilmesi genellikle iyi sonuçlar veriyor. İlk kez sipariş veren müşterilere bir sonraki satın almaları için bir indirim kodu göndermek, onları geri gelmeye teşvik etmenin en iyi yollarından biri. Bu nedenle, indirim, bir süredir satın alma yapmamış müşterileri geri getirmenin etkili bir yolu da sayılabilir.

Müşterilerinize standart bir oran olan %10’dan daha fazla indirim vererek bu teşviği güçlendirebilirsiniz. Örneğin %20 indirim vermeyi, tekrar eden müşteri oranınızı artırmak için bir “yatırım“ olarak düşünebilirsiniz. Böylece vazgeçtiğiniz karlılık oranı daha anlamlı hale gelecektir.

Ayrıca, ürün ücretinin yüzdesi kadar indirim vermek yerine mağazanızda kullanılmak üzere sabit tutarlı indirim kuponları da sunabilirsiniz. Örneğin 20TL tutarında bir kupon tanımlayarak, müşterilerinize daha somut bir hediye verdiğinizi hissettirebilirsiniz.

Mevcut müşteri tabanınız, mağazanızın sahip olduğu en iyi varlıktır. Müşterileriniz markanızı zaten biliyorlar, ürünlerinizi tanıyorlar ve hizmetinizi takdir ediyorlar.

Her zaman yeni müşteriler bulmaya çalışmak yerine, zamanınızı ve enerjinizi bu grup için deneyimi iyileştirmeye odaklamak, mağazanız için gelirleri artırmanın güçlü bir yolu. Göz ardı etmeden, hızlıca “elde tutma” stratejileri geliştirmeye başlamanızı tavsiye ederiz.

İlginizi Çekebilir:

Konuşmayı Takip Et
Bildir:
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
0
Düşüncelerini merak ediyoruz, lütfen yorum bırak!x
()
x
Scroll to Top